Gerçek Hollanda’yı kendiniz keşfedin ve Felemenk kültürünün asıl ruhunu yaşayın. Canlı renklerle dopdolu şaşırtıcı lale bahçelerine hayran kalacak, ödül kazanmış peynirleri tadacak, şehirde dinlendirici bir kanal gezisi yapacak veya yerel halk gibi bisikletle güzel ve engebesiz bölgelerde keşfe çıkacaksınız.

Türkiye’nin merkezinin güneyinde, Ankara’nın güneydoğusunda bulunan ay manzaralı bölge Kapadokya, peri bacaları adı verilen eşsiz jeolojik oluşumları ile ünlüdür. Büyük, koni biçimindeki oluşumlar, çevredeki yumuşak volkan tüflerinin erozyona uğramasıyla zaman içinde oluşmuştur. Geçmiş kültürler, bu oluşumları ev ve kale (Üçhisar Kalesi gibi) olarak kullanmak üzere şekillendirmiş ve hatta Kaymaklı ve Derinkuyu gibi tamamı yer altında olan şehirler de ilk dönem Hristiyanları tarafından saklanma yeri olarak kullanılmıştır. Kayseri civarı, bu bölgeye geçiş kapısı gibidir.

Liguria veya İtalya Riviyerası, plajları ve küçük ama lüks Portofino ve sıradışı Rapallo gibi tatil kasabaları ile övünmektedir. Portofino’dan Cinque Terre köylerine yürüyüş yolları vardır. Batan Güneş Riviyerası, Cenova’dan Fransız sınırına kadar uzanır. Kapsamlı bir demiryolu sistemi ile birbirine bağlı pek çok kasaba ile, günlük geziler oldukça kolaydır. Cenova bu bölgenin önemli bir şehridir ve ünlü Katedral, Reale Sarayından mükemmel bir akvaryuma kadar görülecek pek çok mekan vardır.

Belçika, Bruges ve Gent gibi kanallarla örülü, peri masallarını andıran şehirlerinden Anvers ve Brüksel gibi şehir merkezlerine kadar, Orta Çağ Avrupa'sı ile modern Avrupa’nın kesişme noktasında yer almaktadır. Belçika’nın çikolata ve bira gibi ünlü ihraç ürünlerini kaynağında deneyimleme şansı, ziyaretinize ayrı bir tat katar.

İsrail, Tel Aviv’in plaj manzarasından Ölü Deniz’in kıyılarına kadar, çölden bir zemin üzerine çeşitli kültürleri, açık hava maceralarını ve dinî mirası katmanlar halinde sermektedir. Burayı keşfederken her köşe başından tarih fışkırabileceği gibi hareketli yemek mekânları da gurme gezginleri son derece taze lezzetlerle buluşturur.

Maltese Takım Adaları, Malta, Gozo ve Comino adlı üç adadan oluşur ve bunların yanısıra sayısız megalitler, Orta Çağ’a ait zindanlar, atmosferik kasabalar ve köyler bulunmaktadır. Dolambaçlı sokaklar arasında Rönesans katedralleri ve Barok tarzında saraylar bulunmaktadır. Malta, takım adaların en büyüğüdür. Büyüklük bakımından Malta’dan sonra ise kırsal Gozo gelir. Geniş kumsallar, renkli gece hayatı ve 7000 yıllık tarihi, ziyaretçileri bu Akdeniz adalarına çekmektedir. UNESCO’nun koruma altına aldığı Hypogeum kalıntılarını ve Caravaggio başyapıtlarına ev sahipliği yapan St. John Katedralini mutlaka görün.

Akdeniz’in Sicilya’dan sonra en büyük adası Sardunya, deniz, kum ve tarihin çok güzel bir karışımını sunmaktadır. Binlerce taş bina (nuraghe), manzarayı süslemekte ve aynı zamanda burada yaşayanların neredeyse bin yıldır tatlı iklimin tadını çıkardıklarını kanıtlamaktadır. Kuzeydeki şık Costa Smerelda’dan, kuzey batıdaki Orta Çağ şehri Alghero’ya, güneydeki sevimli başkent Cagliari ve pek çok sevimli kasaba ve bozulmamış kumlu sahiller ile, Sardunya Adasında herkes için mutlaka birşeyler bulunmaktadır.

Tayvan’daki Budist tapınaklarını, köyleri, şehirleri ve dağları keşfetmek için aylarınızı bile ayırsanız yine de adadaki her yeri görmeniz mümkün olmayabilir. Burada Konfüçyüs, geleneksel festivallerin, hip-hop ve cep telefonları kadar önemli olduğu bir yerin kültürel birleşiminde C-pop (Çin pop müziği) ile buluşur. Taipei, Taichung ve Kaohsiung şehirlerinin her biri keşif, öğrenme, alışveriş ve yemek fırsatlarıyla doludur. Sun Moon Gölü, Tainan kaplıcaları ve Taroko Gorge gibi nefes kesici doğal oluşumları görme fırsatını kaçırmayın.