EtkinliklerPodcasts
Bize Ulaşın
REKLAM

Su tabancaları ve protestolar: Avrupa'daki turizm karşıtlığının arkasında ne var?

Göstericiler 19 Haziran 2024 tarihinde Barselona şehir merkezinde Formula 1 Barselona Taraftar Festivali'ne karşı sloganlar atarak yürüyor.
Göstericiler 19 Haziran 2024 tarihinde Barselona şehir merkezinde Formula 1 Barselona Taraftar Festivali'ne karşı sloganlar atarak yürüyor. © AP Photo/Emilio Morenatti
© AP Photo/Emilio Morenatti
By Rebecca Ann Hughes
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Bu haberin orjinalinin yayınlandığı dil İngilizce

Aşırı turizm, sağlık hizmetleri, atık yönetimi, su kaynakları ve konutlar üzerinde bölge sakinlerinin aleyhine baskı yaratıyor.

REKLAM

Avrupa'nın en çok ziyaretçi çeken kentlerinden Barselona'da binlerce kişi aşırı turizmi protesto etmek için geçtiğimiz hafta sonu sokaklara döküldü.

140'tan fazla örgütten yaklaşık 3,000 kişi Cumartesi öğleden sonra İspanyol kentinin sokaklarında bir araya gelerek, otel ve restoran girişlerini sembolik olarak kapattı. Göstericiler ayrıca, "evinize dönün" sloganı eşliğinde turistlere su tabancaları ile su sıktı.

Protestocular, uzmanların kentte ve Katalonya bölgesinde ziyaretçi sayısında yeni rekorlar kırılacağını söylediği yaz sezonu öncesinde harekete geçilmesi çağrısında bulunuyor.

İspanya'nın en çok ziyaret edilen şehri olan Barselona, yılda 12 milyon ziyaretçi ağırlıyor.

Artan ziyaretçi sayısı sağlık hizmetleri, atık yönetimi, su kaynakları ve konutlar üzerinde kent sakinlerinin aleyhine baskı yaratıyor. Artan otel ve konut inşaatları ise tarihi alanların yanı sıra biyolojik çeşitliliği ve doğal kaynakları da tehlikeye atıyor.

Barselona Belediye Meclisi geçtiğimiz günlerde turizm vergisinin Ekim ayından itibaren kişi başına 4 euroya çıkarılması yönünde oy kullandı.

Son zamanlarda, Avrupa'nın diğer gözde destinasyonlarında yaşanan hayal kırıklıkları, yerel makamları turistler ve bölge sakinleri arasındaki ilişkiyi yeniden gözden geçirmeye zorladı.

'Açık sözlü' grafitilerden açlık grevlerine, aşırı turizmden muzdarip destinasyonlara nasıl geri adım attığını buradan takip edebilirsiniz:

İspanya konut krizini yönetmekte zorlanıyor

Aşırı turizmin İspanya'daki en önemli etkilerinden biri de konut eksikliği ve kent sakinleri için yükselen kira fiyatları.

Malaga sakinleri bu yılın başlarında, kent merkezini duvarlara ve kapılara yapıştırdıkları ve ziyaretçilere kent sakinlerinin onlar hakkında ne düşündüklerini anlatan çıkartmalarla ifade etti.

Bu yazılar, oldukça ılımlı "burası eskiden benim evimdi" (antes esta era mi casa) ve "burası eskiden şehir merkeziydi" (antes esto era el centro) ifadelerinden "turist kokuyor" (apestando a turista) gibi olumsuz cümlelere ve hatta küfürlere kadar uzanıyor.

Costa del Sol'daki şehir, güneşli havası ve nispeten düşük seviyedeki hayat pahalılığı sayesinde uzun zamandır yabancı ziyaretçiler için popüler bir yer. Ancak dijital göçebelerin de şehre akın etmesi ile bölgede konut durumu kritik bir hal aldı.

Söz konusu "çıkartma girişimi" bar sahibi Dani Drunko tarafından başlatıldı. Yerel gazete Diario Sur'a konuşan Drunko, kampanyayı 10 yıldır yaşadığı evden "kovulduktan" sonra başlattığını açıkladı.

Ev sahibinin kira konusunda pazarlık yapmayı ve hatta evi kendisine satmayı reddettiğini çünkü evi turistler için kısa süreli kiralama yapacağı bir mekana dönüştürmek istediğini iddia etti.

Bölge sakinleri aşırı turizme karşı düzenledikleri gösteride ellerinde pankartlarla yürüyor, Santa Cruz de Tenerife
Bölge sakinleri aşırı turizme karşı düzenledikleri gösteride ellerinde pankartlarla yürüyor, Santa Cruz de TenerifeMiguel Velasco Almendral/Copyright 2024 The AP. All rights reserved

Bu hikaye, ev sahiplerinin tatilciler lehine uzun süreli sakinleri tahliye ettiği ya da sadece yüksek gelirli dijital göçebelerin karşılayabilmesi için kiraları arttırdığı ülkede büyük yankı uyandırdı. Bu yılın başlarında, İbiza'dan Malaga ve Minorka Adası'na kadar ülke genelinde protestolar düzenlendi.

REKLAM

Kanarya Adaları'nda da benzer bir tablo var.

Aktivistler her yıl takımadalarda tatil yapan 10 milyondan fazla ziyaretçinin buradaki yaşamı mahvettiğini belirtiyor. Ada sakinlerinin yükselen ev fiyatları nedeniyle arabalarda ve mağaralarda uyuduğu bildiriliyor.

Yerel bir sivil toplum örgütü olan Ecologists in Action, adaların kitle turizminin baskısı altında "sosyal ve çevresel olarak çökmekte" olduğunu açıkladı.

Ecologists in Action tarafından hazırlanan rapor, yerel nüfusun neredeyse yüzde 34'ünün -yaklaşık 800.000 kişi- yoksulluk ya da sosyal dışlanma riski altında olduğu uyarısında bulundu.

REKLAM

Kanarya Adaları'nda açlık grevi

Kanarya Adaları'na akın eden tatilciler için konaklama ve hizmetler inşa etmek aynı zamanda arazi kullanımı, atık yönetimi, su kaynakları ve biyoçeşitlilik üzerinde de baskı yaratıyor.

Kanarya Adaları Özerk Bölgesi'nin yedi adasından en büyüğü olan Tenerife'de bir aktivist grup, geçtiğimiz Nisan ayında iki yeni otel inşaatı nedeniyle açlık grevine başladı. Grevciler, yetkililerin durumlarına "hiç ilgi göstermemesi" üzerine 20 gün sonra grevi sona erdirdiklerini söyledi.

Yetkililer, Tenerife'nin Puertito de Adeje bölgesindeki Hotel La Tejita ve Cuna del Alma'daki çalışmaları çevre ihlalleri nedeniyle durdurmuşlardı ancak inşaat kısa süre önce yeniden başladı.

Canarias Se Agota (Kanaryalar Tükendi) ve Canarias se exhausta (Kanarya Adaları Tükendi) 20 Nisan'da Tenerife, Gran Canaria, Lanzarote ve La Palma'da "Kanaryaların bir sınırı var" sloganı altında gösteriler düzenlenmesine yardımcı oldu.

REKLAM

On binlerce ada sakini aşırı turizmi, "Burada insanlar yaşıyor" ve "Adamızın öldüğünü görmek istemiyoruz" yazılı pankartlar eşliğinde protesto etti.

Tenerife'deki göstericiler, adaya turist girişlerine bir sınırlama getirilmesini talep etti.

Protesto liderlerinden Antonio Bullon Reuters'e yaptığı açıklamada, "Yetkililer, kaynakları tüketen ve ekonomiyi daha da güvencesiz hale getiren bu yozlaşmış ve yıkıcı modeli derhal durdurmalı," dedi.

"Kanarya Adaları'nın da, insanların sabrının da bir sınırı var," diye ekledi.

REKLAM

Bölge sakinleri ayrıca, popüler beldelere turistleri caydırmak amacıyla sahte "aşırı kalabalık nedeniyle kapalı" afişleri ve çıkartmaları asma gibi yöntemlere de başvurdu.

Venedik sakinleri yeni giriş ücretini protesto etti

Venedik de uzun süredir aşırı ziyaretçi akını ile boğuşan bir başka destinasyon.

Kentte aşırı turizmin en zararlı etkisi kısa süreli kiralamaların giderek yaygınlaşması olurken, geçtiğimiz yıl itibariyle yerel haneden daha fazla turist konaklaması bulunuyor.

Yerel halk, kiralanacak mülk havuzunun daralması ve fahiş fiyatlar gibi olumsuz durumlarla karşı karşıya.

REKLAM

Venedik merkezli Konut Dayanışma Ağı'ndan Susanna Polloni, "Her gün bize çok ciddi konut sorunları olan insanlar geliyor: evsizler (genellikle bir işi olan), yüksek katlarda asansörsüz yaşayan engelliler, nemli ve harap evlerde yaşayan, hatta devletin sağlık sistemi tarafından hijyenik olmadığı ilan edilen yerlerde yaşayanlar..." dedi.

Venedik Belediyesi tarihi mekanlar, adalar ve anakarada yaklaşık 500 dairenin onarımı ve yeniden inşası için 27,7 milyon euro ayırdı.

Ancak Polloni'ye göre, şu anda boş duran yaklaşık 2,000 mülk var ve bu mülkler, fonların daha iyi yönetilmesi halinde uzun zaman önce yenilenebilirdi.

Turistler 5 euroluk yeni günübirlik giriş ücreti ödemek durumunda.
Turistler 5 euroluk yeni günübirlik giriş ücreti ödemek durumunda.Luca Bruno/Copyright 2023 The AP. All rights reserved

Aktivistler, 25 Nisan'da 5 euroluk yeni günübirlik giriş ücretinin uygulamaya konmasını protesto etti. Kent için turizmi ön plana çıkarmayan farklı bir vizyon istediklerini söylediler.

REKLAM

Ziyaretçi ücretinin yürürlükte olduğu ilk 11 gün boyunca - 25 Nisan'dan 5 Mayıs'a kadar - şehirde 195.000 bilet satılarak, toplam 977.430 euro gelir elde edildi. Bu meblağ beklentileri büyük ölçüde aşmış olsa da, İtalyan Corriere della Sera gazetesine göre, "online rezervasyon sisteminin kurulması, bilgilendirme kampanyaları ve bilet kontrollerinin maliyeti olan 3 milyon euronun aşağısında kaldı."

Venedik Sosyal Konut Meclisi ve Konut Dayanışma Ağı üyeleri, belediyenin günübirlikçi ücreti için yaptığı harcamaları eleştirdi.

Polloni, "Bu, istemediğimiz türde bir Venedik'e, 'müze kente' doğru bir ilerleme, uluslararası imgeleme girdikçe daha da tehlikeli olan bu imajın normalleşmesine doğru bir adım," dedi.

Polloni ayrıca, "Bu önlem, tehlikeli imajın daha da somut bir şekilde gerçeğe dönüşmesine yardımcı olacak. Turist monokültürünün artık bir şehrin yaşaması için gereken her şeyi yuttuğu düşünüldüğünde, sakinleri ve ruhu olmayan bir şehir: konut, korumalı istihdam, kamu hizmetleri, mahalle dükkanları ve el sanatları," ifadelerini kullandı.

REKLAM

Deneme süresinin ardından ücretin günlük 10 euroya kadar yükseltilmesi bekleniyor. Ayrıca, kenti biletsiz ziyaret etmeye çalışanlar için 300 euroya kadar para cezası öngörülüyor.

Göstericiler, belediye tarafından hazırlanan konut planının yetersiz olduğunu düşünen çok sayıda Venediklinin yalnızca bir kısmını oluşturuyor.

Belediye, giriş ücretlerinden elde edilecek gelirin bakım, temizlik ve yaşam maliyetlerinin düşürülmesi gibi kent sakinlerine yardımcı olacak hizmetlere aktarılacağını söyledi.

Ancak eleştirmenler, Venedik'in nüfusunun azalmasındaki ana faktörlerden biri olan turizm akınını hafifletmek için çok az şey yapacağını ön görüyor.

REKLAM

Avusturya'da turistlere selfie engeli

Geçtiğimiz yıl Avusturya'da bir kasabanın sakinleri turistlere karşı hislerini duyurmak için aşırı önlemler aldı.

Avusturya'nın dağlık bölgesinde yer alan Hallstatt kasabasının çarpıcı arka planının Disney'in Frozen filmine ilham verdiği düşünülüyor.

Bu nedenle, her yıl bir milyondan fazla turist buraya akın ediyor ve bunların çoğu ünlü manzarayı arkalarına alarak selfie çekilmek istiyor.

Geçtiğimiz yıl, kasaba sakinleri bu duruma o kadar sinirlendiler ki ziyaretçilerin fotoğraf çekmesini engellemek için bölgeye bir çit ördüler.

REKLAM

Daha sonra sosyal medyadaki tepkiler nedeniyle kaldırılan bariyer, insanların popüler bir selfie noktasında toplanmasını ve çok fazla gürültü yaparak sakinleri rahatsız etmesini engelleme umutları ile inşa edilmişti.

Aktivistler, Mayorka sahillerine sahte uyarı levhaları astı

Geçtiğimiz yaz aktivistler, İngilizce konuşan turistleri uzak tutmak için Mayorka'daki plajlara sahte uyarı levhaları astı.

Bazı afişlerde "tehlikeli denizanaları," "düşen kayalar" ya da kanalizasyonla kirlenmiş deniz suyu konusunda uyarılar yer alıyordu.

Bazı levhalar ise plajın kapalı olduğunu ve altında 'yüzmek yasaktır' yazdığını belirtiyor ya da okyanusa 100 metreden daha az bir mesafede olmasına rağmen oraya yürümenin saatler alacağı uyarısında bulunuyordu.

REKLAM

Ancak bu uyarıların altında Katalanca yazılmış birkaç küçük satırlık metin, bölge sakinlerine bu uyarıların gerçek olmadığını gösteriyordu. 

Sorunun kaya düşmesi değil, "kitle turizmi" olduğu ya da plajın "yabancılar ve denizanaları" dışında halka açık olduğunu belirten küçük notlar düşülmüştü.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Avrupa'da aşırı sıcaklar: Tatil planlarını erteletir mi? Seyahat sigortası neleri kapsıyor?

Selfie cezaları ve havlu kuralı: Avrupa'da 2023'te turistlere yönelik en tuhaf yasaklar

Dünyadaki tüm ülkeleri gezen 'en genç kişi', 22 yaşındaki Lexie ile tanışın